Hereke Halısı, çok kıymetli ama…
Ocak 7, 2019Şanı Osmanlı Dönemi’ne dayanan o sanat eserinin adı; HEREKE HALISI
Çok kıymetli ama üretimi her yıl yüzde 10 düşüyor
Biz Dört kuşaktır Hereke Halısını ilk günkü titizlik ve el emeği ile üreten bir firmayız diyen Han Halı sahiplerinden Nurhan Ör, bir dünya markası olan Hereke Halısı üretiminin her geçen yıl % 10 azaldığını ve bu kültür mirasına sahip çıkılmazsa üretim ömrünün de takriben 10 yıl daha sürebileceğini söylüyor…
Ayşe BORLAK
Dokunurken her ilmeğinde el işçiliği barındıran, ihtişamı ile adeta büyüleyen ve şanı Osmanlı Dönemi’ne dayanan O eşsiz sanat eserinin adıdır, Hereke Halısı!
Hereke Halısı’nın kökleri tam 173 yıllık bir geçmişe dayanıyor..
Dokuma aşamasının her anı; ilme ilme dokunan motifleriyle usta ellerin emeğini yansıtıyor.
Hereke Halısı Hem eşsiz bir sanat eseri, hem de bir tarihi kültür mirası.
Günümüzde Hereke Halısı’nı yaşatan firma ise Han Halı…
Kocaeli Körfez’in Hereke beldesinde bulunan Han Halı, dört kuşaktır Hereke Halısı üretiyor.
Han Halı’yı Erhan Ör, Serhan Ör ve Nurhan Ör kardeşler işletiyor.
Halı dokumacılığıyla uğraşan Han Halı’nın sahiplerinden Nurhan Ör ile Hereke Halısı’nın dünü ve bugününü konuştuk.
Hereke Halısı’na işlenen bu fotoğrafta, Hereke Halısı’nı günümüze kadar taşıyan aile fertlerini görüyoruz. İlk kuşağı Veyis Ör (ortada), 2’inci kuşağı Şefik Ör (sağda), 3’üncü kuşağı ise Refik Ör (solda).
YÜZDE YÜZ EL YAPIMI
-Nurhan Bey, Hereke Halısı’nın özellikleri nelerdir?
Hereke Halısı’nı diğer halılardan ayıran ve özel kılan pek çok özellik var. Bu özellikleri ise, çift düğüm tekniği kullanılması, biri ince biri kalın çift atkı tekniği ile örülüyor olması ve kesiminin el makası ile yapılıyor olması şeklinde sıralayabiliriz. Ama en önemli özelliği yüzde yüz el yapımı olmasıdır. Yapımı yıllar alabilir. Dünyanın en ince ve en sağlam halısıdır. Uzun ömürlüdür, nesilden nesile miras bırakılabilir değerdedir. Kullanılan ham madde doğaldır, alerji yapmaz, sağlıklıdır. Hereke Halısı’nda kullanılan ipek ve yün birinci sınıftır.
-Peki kullanılan desenler…
Hereke Halısı üzerindeki desenler, Osmanlı döneminin en ünlü desinatörleri tarafından çizilmiş ve artık tüm dünyaca bilinen ünlü Osmanlı desenleridir. Ayrıca kişiye özel üretim yapabiliyoruz ve butik çalışmalar olduğu için kişi halısında hangi motifi görmek isterse onu da dokuyabiliyoruz.
İsteğe göre Bu bir portre de olabiliyor… Ayrıca istenilen ölçüde halı dokuyabiliyoruz. Önemli olan sipariş veren kişinin zamanının olması
-Neden?
Bir halının üretimi 1 ya da 2 ayda bitmiyor. En küçük halının üretimi bile 6 ay sürebiliyor. Ürettiğimiz Çok özel halılar var mesela, 5-6 yılda üretilen. Bu halıları için Ürün boyutuna göre dokumacı çalışıyor. Dolayısıyla boyut arttıkça da dokumacı sayısı artıyor. 6 metre karelik bir halıyı 2 dokumacı dokurken 20 metrekarelik bir halıda 5 dokumacı çalışabiliyor.
-Üretim nerede yapılıyor?
Üretimi yakın bölgemizde yapıyoruz. Körfezi Gölcük, Karamürsel, Kızderbent, Sugören Kasabası, Kandıra ve Gebze’nin köylerinde üretim yapıyor. 3 ayrı tarzda halı üretiyoruz. Birincisi, Hereke yün klasik halıları, ikincisi günümüzün popüler ürünü olan yün ve ipek karışımı ürünler. Bu ürün daha soft daha modern renklerden oluşuyor. Üçüncüsü ise işimizin A-Plus segmenti diye isimlendirdiğimiz %100 saf ipekten oluşan ürünlerdir. Aslında her bütçeye uygun ürün çeşidimiz var. Ürün yelpazemizin tamamı kendi üretimimiz olması sebebiyle, desen atölyemizden geçmeyen bir ürün, bu yelpaze içerisinde yok denilecek kadar az. Mağazalarımızda kendi üretmediğimiz bir ürün satışa sunmuyoruz. İpek ipliklerin ham maddesi Bursa’dan, yün ipliklerin hammaddesi ise Anadolu’nun çeşitli yörelerinden geliyor.
KALİTEDE DÜNYANIN 1 NUMARASI
-Bayileriniz var mı? Ayrıca Han Halı’nın istihdam oranı nedir?
1500 – 2000 dolaylarında kişiyi istihdam ediyoruz. Japonya, Almanya ve Amerika gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. Han Halı adı altında, Hereke’de ve İstanbul Bağdat Caddesi’nde mağazalarımız bulunuyor. Kapalı Çarşı, Nuri Osmaniye yada Kapadokya gibi turizmin yoğun olduğu noktalarda ise ürünümüzün satışını yapan mağazalar bulunuyor. Müşteri, bir halı mağazasına girdiğinde altı çizilerek anlatılan halı; Hereke Halısıdır. Halı sektöründe Hereke halısı dünyada en üst noktadadır. Ürünler uzun soluklu bir üretim sürecinden geçtiği için hızlı üretilen halılar gibi mağaza sayısı çok değildir. Sektörün zirvesinde olması sebebiyle de butik bir sunumu vardır.
-Özellikle Çin, Hereke halısı adı altında üretim yapıp halı satıyor. Bu olayı biraz anlatır mısınız? Sizi ne yönde etkiledi?
Hereke özel bir marka olduğu için, orijinal üretilebilinen halının binlerce katı oranında taklidi yapılıyor. Orijinali yılda 10 bin adet üretiliyorsa taklidi yılda belki milyon adet üretiliyordur. Çin ile beraberinde İran, Afganistan, Hindistan’da makine üretimi ile Hereke Halısının taklitleri yapılıyor. Bu halıların Hereke ile hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır. Sadece ürettiğimiz desenler kopyalanıyor ancak kalitesi, mukavemeti asla kopyalanamıyor. Bu kaliteden yoksun halılar özellikle turistlere hakiki Hereke halısı yalanıyla satılıyor. Ülkelerine döndüklerinde aldıkları halının sahte olduğunu öğrendiklerinde ise kendi arkadaşlarına Türkiye’de bir Hereke halısı alırken kandırıldıklarını anlatıyorlar. Böyle bir kandırmacanın merkezinde ise Hereke markası olduğu için ismimizde bu durumdan elbette olumsuz etkileniyor.
-Halkın bu noktada bir bilinci var mı?
Daha önce de söylediğim gibi Hereke halı işinde en üst nokta. Halk, bu ismi biliyor, herkes bu isime aşina ve aklında tutuyor ancak kalite konusunda genel olarak bilinçli değiller.
-Hereke’de halıcılık ne zaman ve nasıl başlamıştır?
Bu ürün 1843 yılında Sultan Abdülmecit Han tarafından sarayların dekorasyonu için üretilmeye başlanmıştır. Topkapı Sarayı’ndan Dolmabahçe Sarayı’na geçildiği dönemde daha etnik bir yaşam düzeni olduğu için yerde oturma düzeninden, Dolmabahçe sarayına yani daha modernize edilmiş bir düzene geçiliyor. Dolayısıyla masada ve koltukta oturma düzenine geçiyorsunuz ve masa düzeni ile birlikte de dokumacılığa ve halıya ihtiyaç duyuyorlar. Ve bu sebeple halk içerisinden özenle ve sabırla üretebilecek nitelikteki bayanlar toplanıp Hereke’ de üretim başlıyor. Üretimin Hereke de başlamasının en başlıca sebebi ise İstanbul’a yakın olması ile beraber yaşayan halkın içerisinden istihdam edebilecekleri kişilerin olmasıdır.
-Makine üretimi ile aradaki fark nedir?
Makine halısında şöyle bir sıkıntı var. Kullanılan malzemenin özelliği ağırlıklı sentetik bir malzeme. Sanatsal hiçbir değeri de yok. 5-10 dakika içinde fotokopi gibi üretilmiş bir ürün. malzeme iyi olmadığından bulunduğunuz kapalı alanda nefes aldığınız için sağlık açısından da oldukça zararlı havları da solumuş olursunuz..
-Hereke halkı, Hereke halısına sahip çıkıyor mu?
Herekeliler için bir zamanlar Hereke halısı geçim kaynağıydı, ancak şimdi sanayi kuruluşları daha ön plana çıktı. Tabii insanlar da geçim sağlama derdindeler, o yüzden Hereke halısına fazla sahip çıkılmıyor. Bu sadece Hereke Halkı için geçerli değil. Biz toplum olarak değerlerimize sahip çıkamıyoruz. Hereke halısı bilinir, ancak Hereke nerededir pek bilinmez. Bu arada, son zamanlarda Hereke halısı isminin sıkça kullanıldığını hatırlatmak isterim. Örneğin; Kapalıçarşı dizisinde bazı farklılıklar olsa da halıcılık ve Hereke ön plandaydı, Çocuklar Duymasın dizisinde ev arayan Havuç’un bulduğu ev Hereke’de çıktı, Cem Yılmaz’ın oynadığı Gora filminde uzaya giderken sırtında Hereke Halısı vardı ve mesleği Halıcıydı. Son günlerde ise Göç Zamanı adlı dizide Talat Bulut bir Hereke halısı sevdalısı ve Vahide Perçin ise bir Halı dokumacısını canlandırıyorlar.
HALILAR EN AZ 100 YIL KULLANILIYOR
-Hereke halısının belli bir kullanım ömrü var mı? Alındıktan sonra nasıl kullanılmalı ki bu süre uzasın?
Hereke halısı ömür boyu kullanılabilecek bir ürün. 100 yıl geçmiş hala deforme olmamış halılar var. Biz ürettiğimiz ürünlere 100 yıl kullanım garantisi veriyoruz. Tabii kullanım şartları çok önemli. Kullanılan temizlik malzemesi çok önemli; beyaz sabun ya da arap sabunuyla ve soğuk suyla temizlenmesi gerek. Farklı kimyasallar kullanıldığında yıpranma olacaktır. Tabi halıların bu kadar uzun süre kullanılıyor olması bizim için kötü. Çünkü bir mobilyanın ömrüne 10 yıl süre biçebiliyorsunuz. Aynı kişinin yeniden bir mobilya alma olasılığı çok yüksek ama bizim için böyle bir durum söz konusu değil. Şöyle ki; Hereke Halısı kullandıkça güzelleşiyor.
EN ÇOK TALEP ARAP ÜLKELERİNDEN
-Türkiye’nin hangi ilinden ürün için talep daha çok, hatta hangi ülke Hereke Halısı için daha eğilimli?
Her ürün de olduğu gibi en büyük pazar da tabii İstanbul. Ülkenin 3’te 1’i İstanbul’da yaşıyor. Maddi durumları iyi olan kesim de daha çok İstanbul’da bulunuyor. Bu sebeple en büyük talep İstanbul’dan geliyor. Bunun yanı sıra bölgeye çok fazla Arap akını var. Onların da ürünlere çok talepleri var ve Hereke Halısı’nı iyi biliyorlar. Dünya üzerinde Halı merakı olan insanlar, Kocaeli’de yaşayan insanlardan daha çok daha iyi biliyor Hereke Halısı’nı. Ürün tekniğinden desenine kadar bilgileri var. Ürünü, bir dekorasyon parçası olarak değil de sanat eseri olarak görüyorlar. Çünkü her ürün tek ve bir eşi daha yok.
-Hereke Halısı, evlilik ve mobilya fuarlarında olmalı mı?
Olmalı; fakat şöyle bir durum var: Türk insanı, önce mobilyamı alayım, perdelerimi alayım, aksesuarımı alayım onla birlikte de halıyı alayım diye düşünüp böyle bir sıralama yapıyorlar. Yani bizim neredeyse son tercihimiz halı oluyor. Avrupa ve Amerika da yaşayan insanlar ise önce el üretimi halısını alıp, halısının renkleri ve desenine uygun dekor yapıyorlar..
HEREKE HALISI DESTEKLENMELİ
-Hereke Halısı üretimi ne kadar devam eder sizce?
Bu ürün bu şartlarda maksimum 10 yıl daha devam eder gibi görünüyor. Ve Biter… Dünyada isim yapmış tek bir Türk markası var. Hereke Halısı… Hereke Halısı bir dünya markasıdır. Buna rağmen 10 yıl içinde tahmin edilen üretim kalmazsa bu kültür mirasını diğer nesillere aktarma durumu söz konusu olmayacak. Yani Yok olmaya yüz tutmuş olacak.. İnsanlar maksimum kendi ellerindeki stoğu satacaklar… Hereke’yi gezdiğinizde bizden başka üretim yapan bir firma göremeyeceksiniz. Bir tek Han Halı olarak üretim yapan biz kaldığımız için, nereye kadar dayanabiliriz bilemiyorum. İşimizi severek yapıyoruz ancak talep ve dengelere bakılırsa belki de üretim yapmasak kendi adımıza daha iyi olacak..
ORTAK DAVA OLARAK GÖRÜYORUM
-Osmanlı Dönemi’nde milli bir dava olarak görülmüş ve Hereke Halısı şahlandırılmış. Günümüzde Hereke Halısı’nı canlandırmak ve devam ettirmek için ne gibi destekler gerekiyor?
Günümüzde Hereke Halısı hiçbir şekilde desteklenmiyor. Biz firma olarak Hereke Halısı’nın tanıtımını belli ölçülerde yapabiliyoruz. Bu güç meselesi. Yabancı müşteriler içinde turizm içerikli alanlarda reklam yapılarak desteklenebilir. Çeşitli basın kanallarında tanıtım yapılabilinir. Özellikle sanatseverlerin ilgi göstermelerini sağlayabilecek zeminler hazırlamak adına destek talep edebiliriz. Buna ben sahip olduğumuz bir kültür mirası çerçevesinden baktığım zaman ortak bir dava olarak görüyorum. Bu bitmeye yüz tutmuş bir kültür mirası; el sanatı. Sahip olma imkânı olan insanlara bir şekilde tanıtılması lazım. Her geçen gün değeri artan bir ürün. Ancak herkes bu bilince sahip değil de diyemeyiz. Sanat eseri olarak görüp de evinde koleksiyon yapan arkadaşlarımız da var. Hereke Halısı’nın bir kültür mirası olması sahip olan kişilere aynı zamanda manevi bir değer katıyor.
-Siyasilerin de destek vermesi lazım o halde…
Hereke için bir şeyler yapılıyor evet… Ancak halı hakkında şunu belirtmek isterim taraf göstermeksizin ata mirasına sahip çıkılması gerekiyor.. Çok siyasetle de ilgili değil bu iş; ancak benden sonrası için asıl kaygım.. Bu sebeple gerek siyasi gerekse sanat camiası ile desteklenmesi ve sürekliliği için bir şeyler yapılması gerekiyor.
Hereke Halısı’nın doğuşu…
Tarihi Osmanlı Sarayları’na dayanan Hereke Halı Fabrikası 1843 yılında İzmit Körfezi’ndeki Hereke’de ‘Hereke Fabrika-i Humayun’ adı ile kuruldu. Fabrika ürünlerindeki kalitenin piyasada kabul görmesi sonucu 1846’da Hereke markası tescil ettirilerek koruma altına alındı. Sultan Abdülmecid’in Dolmabahçe Sarayı’nı dünyanın en iyi halılarıyla döşeme fikri üzerine, 1891 yılında halı üretimine geçildi. Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan Hereke halıları bu atölyede ve Hereke’deki fabrikada dokunan halılardır. Bu halılar sadece saray için dokunmuş, bu desen ve halıların başka bir yerde kullanımı yasaklanmıştır.
Türkiye’de 1923 yılında Cumhuriyet kurulmasının ardından lüks halı üretimi savurganlık olarak görüldü ve 1950’li yıllara kadar bu düşünce ile Hereke halısı üretimi ihmal edildi. 1950’li yıllarda usta dokumacıların katkılarıyla Hereke halı dokumacılığı bir sanat kolu olarak tekrar değer kazandı. Tamamı el dokuması olan halılar günümüzde işçiliği ve sanat değeriyle kabul görmektedir.
Fabrika, Cumhuriyetin kurulmasının ardından 1925’te Maliye Bakanlığı’na, 1933 yılında Sümerbank’a devredildi. 1995 yılında Sümerbank’ın özelleştirilme çalışmaları sırasında TBMM Milli Saraylar Dairesi Başkanlığı’na devredildi. Fabrika, hâlen TBMM Millî Saraylar’a bağlı olarak müze-fabrika şeklinde halı ve kumaş üretimine devam etmektedir.